ALTAY VE ALKIZ: KERKÜK’ÜN SAVUNMASI

İletişim için tıklayın!

 


Kerkük, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, bozkırların, çöllerin ve dağların arasında özgürlüğün ve direncin simgesi olmuş bir şehirdi. Yüzyıllar önce, bu topraklarda, Oğuz boyunun cesur evlatları doğmuş ve büyümüştü. Kerkük, onlara sadece bir yurt değil, aynı zamanda Türk milletinin kalbi olmuştu.

Kerkük'ün surları, bir zamanlar büyük bir medeniyetin kalbi olmuş, ancak şimdi dış düşmanların gölgesinde kararmıştı. Kerkük, Türkmenlerin atalarından miras kalan kutsal topraklardan biriydi. Oğuz boylarının kahramanları, bu toprakları savunmak için birleşmişti. 

ALTAY: Uzun boylu, esmer ve kahverengi gözlü bir adamdı. Fiziği gibi ruhu da güçlüydü. Altay, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir savaşçıydı. Entelektüel zekâsı ve kurmaylık yetenekleriyle tanınırdı. Savaş alanındaki hamlelerini önceden hesaplayarak, düşmanlarının stratejilerini boşa çıkarır, her durumda soğukkanlılığını koruyarak doğru yolu bulurdu. Gözü kara, cesur ve korkusuzdu; tehlikeye atılmaktan çekinmezdi. Kerkük’ü savunma görevini üstlendiğinde, tüm halkına güven veren bir lider olarak onlara cesaret verirken, strateji konusunda da birincil karar vericiydi.

ALKIZ: Uzun boylu, kızıl saçları rüzgârda dalgalanan ve ela gözleriyle dikkat çeken bir kadındı. Alkız, Altay'ın yanında savaşan en cesur ve sezgisel liderdi. Onun savaşçı kimliği kadar, sezgileri de güçlüydü. Küçük detayları görüp büyük resme ulaşan bir yeteneği vardı. Savaşın ortasında, düşmanın hamlelerini sezgisel olarak fark eder, stratejik hamleler önerirdi. Bir yandan da, duygusal bir yanı vardı; halkına duyduğu derin sevgi, onu savaşın en karanlık anlarında bile cesaretlendirir, bir adım daha ileriye gitmesine sebep olurdu. Duygularını savaşın karmaşasına karıştıramasa da, halkı için savaşırken gösterdiği özveri herkesi etkilerdi.

Alkız, Altay'ın çocukluk arkadaşıydı. Kerkük’ün sokaklarında, dağlarında, çayırlarında birlikte büyümüşler, birlikte savaşmayı öğrenmişlerdi. Alkız'ın soyunun da Oğuz boyundan olduğu, onun da tıpkı Altay gibi Oğuzların kahramanlıkla dolu geçmişini taşıdığı biliniyordu. Alkız, Altay ile birlikte Kerkük’ün savunmasında en ön saflarda yer alıyordu; savaş alanında onun en güvenilir yoldaşıydı.

İkisi birbirini tamamlayan iki savaşçıydı. Altay'ın kurmay zekâsı ve Alkız'ın sezgisel yeteneği birleşince, Kerkük’ü savunmak için mükemmel bir uyum sağladılar.

---

Bir sabah, Kerkük’ün surlarında rüzgarın sesi ve kuşların cıvıltısı yerine, uzaktan gelen bir çan sesi duyuldu. O an Altay, Alkız'ın yanına yaklaştı. Yüzünde kararlı bir ifade vardı, gözleri karanlıkta bile aydınlanmış gibiydi.

"Alkız" dedi Altay, "Düşmanlar geldiler. Bu, Kerkük’ün son savunması olacak. Hazır mısın?"

Alkız, Altay:'ın yanına yaklaşırken, kısa bir süre gözlerini kapattı. Kızıl saçları güneşin ilk ışıklarında parlıyordu. Sezgileri, düşmanlarının süratle geldiğini, fakat onların bir tuzak kurduğunu söylüyordu. Ama Altay'ın yanına her gidişinde kalbinde bir güven hissi oluşurdu.

"Ben hazırım," dedi Alkız, "Seninle bu savaşı kazanacağız, Altay. Bu topraklar bizim, asla teslim olmayacağız."

Altay, Alkız'ın sözlerine sadece başını sallayarak onay verdi. Birlikte, Kerkük’ün savunması için gerekli hazırlıkları yaptılar. Altay, düşmanın nasıl hareket edeceğini hesaplar ve bir strateji oluştururken, Alkız düşmanlarının hareketlerini gözlemleyerek önemli noktaları belirlerdi. İkisi de savaş alanında doğal bir uyum içinde hareket ediyordu.

Düşman, Kerkük’e yaklaşırken, Altay'ın planı hemen devreye girdi. “Alkız, senin liderliğinde, surları savunacağız. Düşman bizim zaafımızı bilmez, biz onlara hiçbir fırsat vermeyeceğiz. Hızla ve kararlı bir şekilde hareket et.”

Alkız, düşmanın tuzaklarını fark etmişti. Küçük bir grup, surlardan gizlice geçip şehre sızmaya çalışıyordu. Sezgileri, onları bulmalarına ve yok etmelerine yardımcı oldu. Altay, düşmanları tuzağa çekerek zaferi garantiledi. Kerkük, Alkız ve Altay'ın liderliğinde büyük bir zafer kazandı.

Ve zafer anı geldiğinde, Alkız  Altay'ın yanına gelip, derin bir nefes aldı. "Bunu birlikte başardık," dedi Alkız, gözlerinde bir gurur ve derin bir sevgi vardı.

Altay, ona gülümsedi. "Biz, Oğuz boyunun çocuklarıyız. Kerkük bizim onurumuz."

Kerkük’teki zaferleri, Oğuz boylarının tarihine altın harflerle kazındı. Alkız ve Altay, sadece savaşçı değil, aynı zamanda halklarının ölümsüz kahramanları oldular. Kerkük, özgürlüğünü ve onurunu Alkız ve Altay'a borçluydu.

Altay ve Alkız, o günden sonra, Kerkük’ün topraklarında halklarına yeni bir umut, bir direniş simgesi olarak anıldılar. Türk milletinin yüce kahramanları olarak, adı her dolunayda Kerkük’ün rüzgarlarıyla birlikte yankılandı. Onların efsanesi, hem geçmişin hem de geleceğin savaşçılarına ilham oldu. Çünkü onlar, hem kendi topraklarını hem de Türk milletinin birliğini savundular.


07 Aralık 2024--Saat:14:00

Cumartesi









BAHAR

"Güzel günler sana gelmez,sen onlara yürüyeceksin."Mevlana

Yorum Gönder

Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski