Merhaba ''Can''ım,
Sen hep bırakıp gidensin, ben ise seni zamansız bekleyen. Hani Barış Manço’nun bir şarkısı var ya!
“Güz yağmurlarıyla bir gün gittin.
Bizim iller sensiz olamadı Gül Pembe.
Dudağımda bin bir türkü Gül Pembe.
Hâlâ hep sen söyler, seni çağırır Gül Pembe.”
En son, iki gün önce, Barış abinin fotoğrafını paylaşmıştın ve yine veda etmiştin.
10 yıldır bir çok kereler veda edip göreve gittin...
Geride kalan ben ise her seferinde umutla dönmeni bekledim.
Ben hiç sana veda etmediğim ve seni arkamda bırakmadığım için, senin ne hissettiğini bilmiyorum.
Sadece kendim ne hissediyorsam onu anlatabilirim sana.
Sen giderken ruhumu, kalbimi de birlikte götürüyorsun.
Sen olmayınca her şey çok sıradanlaşıyor.
Tamam, sensiz de yaşayabiliyorum...
Ama sen varsan, her şey daha güzel ve daha anlamlı.
Varlığın, güneşin yeryüzünü aydınlatması gibi ruhumu aydınlatıyor.
Yazdığın her kelime kalbimi kucaklıyor.
Nasıl işlemişsen zihnime, gönlüm hep seninle avunuyor.
Gideceğini her seferinde hissediyorum.
Ve ben sessizce izliyorum gidişini.
Bir şey yazmak istemiyorum sen giderken.
İçimden dua ediyorum, sessizce uğurluyorum.
"Ben gidiyorum" yazdığında, ben çoktan uğurlamış oluyorum seni.
Ve umutla bekleyiş başlıyor.
Olumsuz düşünmek istemiyorum.
“Artık vücudum dayanmıyor,” demiştin bana.
En çok bu yüzden endişe ediyorum senin için.
Kalbimdeki kelebekleri sana yolluyorum,
Etrafında seni sevgiyle korusunlar diye.
Yine geleceksin, sana kavuşacağım, yine yazacaksın. Kelimelerin yine kanatlanıp uçacak. Ve benim sevginle, aşkınla dolu kalbime konacak. Harflerin tek tek ruhuma sarılacak. Ve ben yine ruhuna aşkla, sevgiyle, hasretle sarılacağım. Ta ki bir daha ki gidişine kadar...
25-06-2025
Çarşamba