BAHAR 1.BÖLÜM

İletişim için tıklayın!
Bahar, işsiz kaldığından beri yeni bir iş bulmak için sürekli dolaşıyordu. İş ilanlarından da bir sonuç alamamıştı. Sonunda başka arayışlara girdi. Madem iş bulamıyordu gönüllü bir iş bulup boş zamanlarını öyle değerlendireyim diye düşünerek araştırma yapmaya başladı.

Gazetenin sağlık ilanları bölümünü taramaya başladı. Sonunda ilgisini çeken bir ilan gözüne çarptı. 
Bir hastanenin beyin cerrahi servisinde hastalara moral verecek ve ufak tefek işlere yardım edecek gönüllüler aranıyordu. 

İlandaki telefon numarasını aradı ve gerekli bilgiyi aldıktan sonra hemen hazırlanıp yola koyuldu. Hastaneye vardığında direk başhekimin odasına gitti ve yapılacak iş hakkında kısaca bilgi edindi.

Başhekim;
-İyi düşünüp taşının bu iş özveri isteyen bir iştir. Zorlukları oldukça fazladır. Beyin cerrahi bölümü zor bir bölümdür bu yüzden hastaları da diğer bölümlere göre daha zordur.
- Eğer ki yapamazsam açıkça söylerim ve ayrılırım ama önce denemek istiyorum. Sonuca göre kalırım.
-Peki o zaman hayırlı olsun Bahar hanım, diyerek el sıkıştılar. Bugün beyin cerrahi bölümünde toplantı var sizde katılın iyi olur.
-Ne toplantısı seminer mi diye sordu, Bahar.
-Beyin cerrahi bölümünden sorumlu olan doktorumuz her hafta başı yapar bu toplantıyı ve hasta yakınları ile gönüllüler arasındaki iletişimi güçlendirmek ve hasta yakınlarının şikayetlerini dinlemek o sorunlara çözüm bulmak amaçlı bu tarz toplantılar yapılır her zaman.

Bahar toplantı saatini öğrendikten sonra hemen hastanenin beyin cerrahi bölümünü aramaya koyuldu. Hemşirelerden birine sordu ve bir kaç dakika içinde aradığı yerde buldu kendini.
Kat hemşiresinden izin alarak hasta odalarını gezmeye başladı. Minicik bebeklerin kafasında sargıları görünce şaşırdı. Demek bebeklere bile bu tarz ameliyatlar yapılıyormuş, diye düşünerek üzülerek bebeklere baktı uzaktan. Sonra kendi kendine söylendi; Hastalara güya moral vermek için geldim daha ilk anda ben böyle kendimi koy verirsem yapamam bu işi, diyerek kendini toparlamaya çalıştı. Toplantı saatine de az kalmıştı. Kat hemşiresine toplantı salonunu sorarak gidip salonda uygun bir yere oturarak beklemeye başladı. Salon yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlamıştı. Saat 14:00 a geldiğinde tüm salon dolmuş doktor bey beklenmeye başlamıştı. Nihayet beyaz önlüklü asık suratlı bir adam elinde dosyalarla ve yanında bir kaç asistan ve hemşireyle salona girmişti.

Doktor fazla beklemeden hemen söze başlayarak toplantı konusunu açıkladı. Hasta yakınlarının beklentileri ve gönüllü çalışanların sıkıntıları toplantının bugünkü konusuydu. Doktor tam konuşmaya başlamıştı ki salonda bulunan bir hasta yakını bağırarak doktora serzenişte bulunmaya başladı.


Hasta yakını;
-Doktor bey, bazı hemşirelerden şikayetçiyim. Bir şey sorduğumda azarlanıyorum. Böyle mi olmalı daha saygılı olunamaz mı diyerek doktorun sözünü kesti.
Doktorun asık suratı daha da gerildi ve hasta yakınına biraz öfkeyle karışık bir ses tonuyla;
-Böyle bir sorun vardı madem neden odama gelip bana bizzat söylemediniz? Şimdi burada şov yapıp kendini göstermeye mi çalışıyorsunuz? Lütfen sözümü kesmeyin, diyerek konuşmasına devam etti.
-Doktor bey size hakaret etmedim sadece şikayetimi dile getirdim. Bu toplantılar neden yapılıyor madem bizi dinlemeyeceksiniz?


Doktor güvenlikten sorumlu çalışana;
-Bu arkadaşı dışarı alalım lütfen, dedi.
Bahar gözünün önünde gelişen bu olaya tepkisiz kalamadı dayanamayarak ayağa kalktı ve;
-Doktor bey, neden sorununu anlatan birini sorununu anlattı diye dışarı çıkarıyorsunuz. Adalet mi şimdi bu? Haksızlık yapıyorsunuz dedi.
Doktor daha bir gerildi ve güvenlikten sorumlu çalışana işaret ederek;
-Bu iki arkadaşı dışarı çıkartır mısınız toplantının huzurunu bozuyorlar dedi. Bahar neye uğradığını anlamadı ve kendini bir kaç dakika içinde toplantı salonunun kapısında buldu.
Kendi kendine söylenmeye başladı;
-Ne ukala biriymiş bu doktor ne bu ya, saygısız ne olacak! Daha önce hiç böyle bir davranışa maruz kalmadığı için bu davranışı bir türlü hazmedememişti.

...

Beyin cerrahi bölümüne giderek yapılması gereken işleri öğrenip çalışmaya başladı.Saatler sonra asık suratlı doktor yanında asistanlarıyla bölüme geldiler. Doktor şaşkın bir şekilde Bahar'a bakarak;
-Sizin ne işiniz var burada ben size gitmenizi söylememiş miydim? Diyerek Bahar'ı iyice kızdırdı. Bahar;
-Doktor bey ben burada gönüllü çalışmaya başladım bugün,benim varlığıma alışsanız iyi olur dedi. Ve yaptığı işe devam etti.


Doktor;
-İsminiz nedir bilmiyorum ama burada gönüllü bile çalışıyor olsanız benimle iyi geçinmek zorundasınız. Beyin cerrahi bölümünden ben sorumluyum.Benden habersiz bu bölümde hiç bir şey yapılmayacağını şimdiden kafanıza yerleştirin. Unutmadan toplantılarda bundan sonra aykırı çıkışlar yapmasanız iyi olur. Hem yeni başlamışsınız bugün hemde ilk günden sivrilmeye çalışıyorsunuz.
-Bu arada benim adım Bahar doktor bey. Söylediklerinizi aklımda tutmaya çalışırım. Merak etmeyin beyin cerrahi bölümünüze darbe yapmaya gelmedim. Rahat olun siz ben kendimi bilen biriyim.
-Uyumlu çalışırsanız sorun çıkacağını sanmam.Ama terslik yaparsanız gönüllü falan dinlemem koyarım sizi kapının önüne haberiniz olsun söylemedi demeyin!

Bahar bu karşılıklı diyalogdan hiç memnun kalmamıştı. Anlaşılan o ki bu doktor bayağı canını sıkacaktı. Otoriter insanlar kendini bildi bileli onda antipati uyandırıyordu. Otorite tabi ki olmalıydı ama her şeyin fazlası nasıl zararlıysa otoritenin de fazlası insanı böyle sinir ediyordu. İlk günü böyle tartışma ve diyaloglarla geçmişti. Kalan zamanı da hastalarla ve hasta yakınlarıyla geçirmişti.
Akşam işi bırakıp eve döndüğünde zihni çok yorgun bir şekilde kendini kanepeye atıp gözlerini kapadı ve birden gözünün önüne asık suratlı doktor geldi. Bu insan hiç mi tebessüm etmez hiç mi gülmez? Nasıl biri bu böyle ben anlamadım.Sanki gıcıklık olsun diye adam surat asıyor diye düşündü. Çekeceğimiz var bu adamdan dedi kendi kendine.

Günler birbirini kovaladı. Bahar beyin cerrahi servisinde gönüllü çalışmaya devam ediyordu. Doktorla ara sıra ters düşseler de fazla dialog kurmamaya çalışıyordu. Doktorun negatif enerjisi Bahar'ı sinir ediyordu. O yüzden elinden geldiğince doktordan uzak durmaya çalışıyordu. Bir gün serviste hastalardan biri doktorla görüşmek istemiş ve Bahar'dan yardım istemişti.


Bahar doktorun odasına telefon etti ve;
-Doktor bey hastalardan biri sizinle acil görüşmek istiyormuş demeye kalmadan doktor azarlayan bir ses tonuyla;
-Hasta muayene ediyorum neden rahatsız ediyorsun beni. Ben muayenedeyken rahatsız etmeyin demedim mi?diyerek bağırdı Bahar'a ve telefonu yüzüne kapattı.Bahar;
-Bu adam harbi hasta,sorunlu mudur nedir? Ne zaman bana rahatsız etme demiş hayret bir şey ya! Uğraşamam ben böyle ukala insanlarla diyerek söylendi.

Kat hemşiresine “bugün erken çıkacağım bazı işlerim var.Belki bir kaç gün gelemem” diyerek koşar adımlarla hastaneden çıktı ve deniz kenarına gidip bir banka oturdu. Derin derin nefes almaya başladı. Bu doktor kafasına takılıyordu iyice. Niye böyle davranıyordu bir türlü çözemiyordu.Güya hastaları iyi ediyor ama asıl kendisinin tedaviye ihtiyacı var diyerek alçak bir sesle söylendi. Bir kaç gün evde zaman geçirdi kafasını dinledi hastaneye hiç uğramadı. Ortada bir sorun varsa bunu doktorla konuşarak çözmeliydi.
Bu böyle olmayacak bazı şeyleri gidip yüzüne söylemem lazım yoksa bu sorun çözülmeyecek dedi. Üzerini giyinip doğru hastaneye gitti ve doktorun odasının kapısında beklemeye başladı.


Doktor birazdan odasına geldi ve tebessüm ederek Bahar'a selam verdi. Bahar hemen içeriye doktorun odasına daldı ve;
-Doktor bey, sizi aradığımda telefonu bağlayan kişi bir şey söylemeden bağladı. Eğer hastası var dese zaten rahatsız etmeyin derdim.
-Bahar hanım bende biraz gergindim kusura bakmayın. Biraz abartmış olabilirim.Özür dilerim.Yardımcımı bu yüzden işten çıkardım.Yüz kere hasta varken telefon bağlama bana dediğim halde beni dinlemediği için işine son verdim.


Bahar ne diyeceğini bilemedi. Heyecanlı bir ses tonuyla;
-Ben işime döneyim size kolay gelsin diyerek doktorun odasından çıkıp beyin cerrahi servisine gitti.
Kat hemşiresine;
-Doktor beyin yardımcısı işten ayrılmış yeni bir yardımcı arıyor mu bu konuda bilgin var mı, diye sordu.
Hemşire;
-Evet yeni birini arıyor. Yardımcısı olmadan olmaz. Hayırdır sen mi başvuracaksın diye, sordu. Bahar bunu hiç düşünmemişti ama şimdi düşünmeye başlamıştı.Doktorun yakınında olmak iyi olurdu. O adamda çözemediği bir şeyler vardı ve çözemediği ne varsa çözmek için, içinde müthiş bir istek vardı.Neden olmasın diye düşünerek ani bir kararla kendini insan kaynakları bölümünde buldu.


Form doldurdu ve doktorun yardımcısı olmak için başvurusunu yaptı. Bu işe başvurmasının tek sebebi doktora daha yakın olmak ve onun hakkında bilgi edinmekti. Doktor hastanede genelde çok resmiydi. Kim bilir belki hastane dışında farklı bir kişilik sergiliyordu. Bunu öğrenmek için can atıyordu. Bu hastaneye geldiğinden beri doktorla sürekli çatışmasının sebebini öğrenmek istiyordu. Bir kaç gün sonra insan kaynaklarından telefon geldi. Bir gün sonra işe başlaması için haber veriyorlardı. Ertesi sabah daha bir özenerek hazırlandı ve ilk iş gününde erkenden hastaneye gitti.

Gönüllü yaptığı işten, maaşlı işe terfi etmişti. Doktorun kapısında bulunan masasına oturup masayı falan düzenledi ve randevuların listesini ayarladı. Doktorun odasını da düzenleyip masasına oturdu.Doktor bey göründüğünde ayağa kalkarak selam verdi.
Doktor bey memnuniyetsiz bir yüz ifadesiyle;
-Senin ne işin var burada niye serviste değilsin? diye sordu.
-Doktor bey artık burada çalışıyorum.İş başvurusu yaptım ve kabul edildi, dedi gülümseyerek.


Doktor;
-İyi bakalım hayırlı olsun. Her konuda önce benim fikrimi alırsan çok memnun olurum, diyerek iş konusundaki prensiplerinden bahsetti biraz. Bahar dikkatle dinledi ve tekrar işe koyuldu. İlk günlerde hiç bir sorun olmamıştı.Ama sonraki günlerde doktor sebepsiz yere aşırı agresif tavırlarıyla Bahar'ı üzmeye başlamıştı. Küçücük sudan sebeplerle Bahar'a çatıyor tartışma çıkarmak için elinden geleni ardına koymuyordu. Bahar doktorla konuşup davranışının sebebini öğrenmek için doktoru odasında ne zaman yalnız yakalasa doktor hemen bir bahane bulup gidiyordu.


Bahar'la yalnız kalmamak için her türlü bahaneyi yaratıyordu. Bu böyle olmayacak en iyisi özel telefon numarasını alıp hastane dışında onu arayıp görüşeyim diye düşündü. Müsait bir zamanda doktorun odasında bulunan çekmecesini karıştırdı ve bir tane kartvizit alarak cebine koydu.Daha önce doktordan kartvizitini istemiş, doktor ise kalmadığını söyleyerek daha sonra yeni kart bastırınca verebileceğini söylemişti. Belli ki bilerek kartvizitini vermemişti. En kısa zamanda doktoru arayıp kafasına takılan konuları açık ve net sorup öğrenecekti.

Bahar iki gün sonra hemşirelerden biriyle sözlü tartışmaya girdi ve çok gergin bir tartışma yaşandı. Doktor Bahar'ı odasına çağırdı. Hemşirede doktorun yanındaydı.
Doktor;
-Bahar hanım,bakıyorum hiç boş durmuyorsunuz. Neden huzursuzluk çıkarıyorsunuz? Bir kerede şikayet gelmesin seninle ilgili bıktım artık bu şikayetlerden yeter ya!
Diyerek Bahar'ı asistanının yanında azarladı. Bahar bir şey demeye çalıştı ama dinleyen kim? Doktor sinirli bir ifadeyle odasından çekip gitti. Bahar'ın eli ayağı boşalmıştı sanki.


Öfkeden ağlamak istiyor ama kendini sıkıyordu.Birden içine bir fenalık geldi. Hemen acil servise giderek içinde olduğu durumu anlattı. Bahar'ı nöroloji kliniğine yönlendirdiler. Nöroloji doktoru muayene ederken bir yandan da sorular soruyordu;
-Bahar hanım son günlerde bir şeye aşırı öfkelendiniz mi yada ne bileyim öfke patlaması yaşadınız mı?
Bahar;
-Öfke nöbetleri var bu sıralarda ama patlamadım henüz ama çok yakında o da olur gidişhat onu gösteriyor.
Doktor;
-Bakın Bahar hanım, öfkenizi içinize atmayın bırakın içinizi dökün, karşınızdaki insanlar üzülürse de üzülsün.Siz böyle içinize attıkça ruhen ve bedenen yıpranırsınız bunu unutmayın.
-Bana beş günlük bir rapor yazabilir misiniz? diye sordu Bahar.
-Tabi yazarım zaten bu halde çalışamazsınız hafif bir depresyon başlangıcı ama biraz dinlenirseniz kısa sürede geçecektir, diyerek raporu ve reçeteyi yazıp Bahar'ı evine yolladı.


Bahar asık suratlı doktoruna uğrayıp onunla görüşmek istememişti. Raporu hastane yönetimine verip hemen evin yolunu tuttu.Bir an önce kendini eve atmak istiyordu. Ertesi gün doktor Bahar'ın gelmediğini görünce içten içe merak etmekten kendini alamadı. Kesin dün yaşanan olaya bozulmuştur o yüzden gelmemiştir diye düşündü.


Biraz sonra hemşirelerden biri odaya geldiğinde;
-Doktor bey, yardımcınız raporluymuş. Ararsanız kendisine geçmiş olsun dersiniz , dedi.
Doktor düşünceli bir ifadeyle;
-Benim haberim yoktu şimdi sizden öğrendim, diyerek masasına oturdu. Görüşürsek dileklerinizi iletirim dedi, hemşireye ve müsaade isteyerek kendi işlerine döndü.

...

Bahar üç gündür evde ilaçlarını kullanıyor ve kendince bir karar almaya çalışıyordu. Doktor psikolojisini bozmuştu. Ondan uzaklaşmak istiyordu ama bunu yapamıyordu.Ruhu çekip gitmek isterken ayakları kalmakta ısrar ediyordu. Ayakları çekip gitmek istediğinde ise ruhu bir yere gitmek istemiyordu. Allah'ım bu ne yaman çelişkiydi böyle kendi bile bunu çözemiyordu. Sonunda hastaneyi bir arkadaşını aradı ve doktorun orada olup olmadığını sordu. Arkadaşı doktorun bugün izinli olduğunu ve evde olduğunu söyledi. Bahar işte bulunmaz bir fırsat diyerek hemen telefona sarılarak doktorun numarasını çevirdi. Heyecandan neredeyse kalbi duracaktı. 


Ters bir tepki almaktan çekiniyor bir o kadarda ne olursa olsun bu önemli konuşmayı yapmak istiyordu.
Telefon açıldı;
-Efendim.
-Doktor bey, ben Bahar.
-Merhaba Bahar.
-Sizin benimle derdiniz nedir doktor? Hastaneye geldiğim günden beri benimle uğraşıyor sunuz?Öğrenmek istiyorum benimle ne alıp veremediğiniz var?
-Asıl senin benimle derdin nedir Bahar? Ben de bunu merak ediyorum. Geldiğin günden beri sürekli benimle çatışıyorsun ve gerginlik yaratıyorsun. Senin derdin ne?
-Benim seninle bir derdim yok ki! Ben seninle bu sorunu çözeyim diye aradım seni. Sadece haksızlığa gelemeyen bir yapım var o yüzden biraz çenemi tutamıyorum.


-İyide bir kerede dur dediğim yerde duruver şart mı sürekli tartışman, bırak herkes ne derse desin sen illa her konuya müdahil olmak zorunda mısın? Hem sen neden ortalarda yoksun bakayım? Sen gelmeyince kesin bu yine bir şeye kızdı yok ortalarda diye düşünmüştüm. Çocuk gibi küsüp gidiyorsun hemen, bu kadar alıngan olma bence.
-Ben küsmedim sana sadece rahatsızım biraz o yüzden evde ilaçlarımı alıp dinlenmeye çalışıyorum.Hem sen beni istemiyorsun ki yakınında, kurtuldun işte daha ne istiyorsun?

-Bahar yok öyle bir şey, ben seni neden istemeyeyim ki! Hem seni istemesem açıkça söylerim sana merak etme. Bakma sen bana hastanede biraz fazla otoriter davranıyorum. Buna mecburum o kadar insanla yoksa nasıl baş edebilirim? İşim gereği öyle olmak zorundayım.Çok fazla taviz, tavizi doğuruyor o zaman insanlara laf anlatmak daha da zor oluyor. Sana özel bir durum yok anlayacağın.Hem senden bir şikayetim olursa hiç düşünmeden kapının önüne koymakta bir sakınca görmem.

Doktor konuşmaya devam ediyordu Bahar ise kimi söylediklerini anlıyor, kimi söylediklerini anlamış gibi yapıyordu. Doktorun sesini, gülüşünü içine sindirmeye çalışıyordu. Hani bazı zamanlar olurdu bir ömrü bir an'a sığdırmaya çalışırdı insan. İşte bu an o anlardan biriydi onun için. Doktorun sesinin sıcaklığı içini ısıtmıştı. Arada gülümseme sesi de geliyordu. İnanamıyordu,o suratsız gülümsemekten bihaber adam şu an karşısında çok içten ve sıcak bir şekilde konuşuyordu. Ne kadar farklıydı telefonda konuştuğu adamla, hastanede çalıştığı adam bir türlü ikisinin arasında bir bağ kuramıyordu.

Gülümseyerek doktora;
-Doktor sen hiç sert yapılı biri değilmişsin. Ne kadar mülayim, ne kadar nazik, ne kadar sıcak bir insanmışsın. Gerçekten çok şaşırttın beni hala inanmakta zorlanıyorum bu haline. Ayrıca çok güzel gülüyormuşsun. Keşke her zaman böyle gülümsesen. Ayrıca zekana hayranlık duyduğumu da söylemeliyim. Boşuna dememişler; ''yardımcısına bak, doktoru al'' diye.


Doktor bu sözlere içten bir kahkahayla yanıt verdi.
-Bahar sen beni böyle güldürdün ya, Allah'da seni böyle güldürsün, diyerek aralıksız gülmeye devam etti. Bahar doktorun kahkahasıyla iyice keyiflenmişti.
-Doktor barıştık değil mi? Sen hep yeter ki böyle gül, seni güldürmek için ben her şeyi yaparım.Artık hastanede aramızda çatışma, kavga olmasın olur mu?
-Bu sana bağlı Bahar. Biraz durman gereken yerde durmayı öğrenirsen bir problem çıkmaz. Her şeyde kendini öne atma biraz geride durmayı öğren atlama öyle her şeye.

Bir saat boyunca hiç aralıksız konuştular. Bahar zaman kavramından soyutlanmış bir şekilde doktoru dinledi. Bu konuşma onun içindeki yaraya merhem olmuştu sanki. İçinde sızlayan bir yer vardı ve o sızı doktorla konuştuktan sonra bir anda hafiflemişti. Sonunda doktorun diğer yüzünü yani gerçek yüzünü de görmüştü ve keyiflenmişti. İzni bitince soluğu hastanede aldı. Telefon görüşmesinden sonra bu ilk karşılaşmaları olacaktı. Doktorun odasına girdiğinde doktorun yüzüne baktı yine gergin ve asıktı. Doktor görmüyordu sanki onu başka bir şeyle ilgileniyordu.


Bahara döndü sonunda ve;
-Beş gündür yoksun işler birikti bir an önce başla bakalım.
Bahar bir şey söylemek istedi, doktor arkasını dönünce vazgeçti. Yine eski halimize döndük geçmiş olsun dedi kendi kendine.




************

**********

*******

***



BAHAR

"Güzel günler sana gelmez,sen onlara yürüyeceksin."Mevlana

Yorum Gönder

Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski