ARKEOLOJİK AŞK 2. BÖLÜM

İletişim için tıklayın!

Seyduna:
-Çok kısa sürecek söz veriyorum dedi. Issız bir yere gittiler. Seyduna anlatmaya başladı:
-Sirena seni ilk gördüğüm andan beri aklım başımdan gitti. Gözlerine ilk baktığım andan beri
bir an olsun aklımdan çıkmadın. O günden beri ben kendimde değilim. Biraz araştırdım ve senin nişanlı olduğunu da öğrendim. Ama bu duygularıma engel olmuyor. Ben sadece sana bir tek soru soracağım. Nişanlını seviyor musun?
Sirena’nın gözleri doldu ve Seyduna'nın yeşil gözlerine bakarak.
-Hayır sevmiyorum ailem benim rızam olmadan verdi.
Seyduna:
-Bunu tahmin etmiştim, dedi. Şimdi asıl soracağım soruya geleyim. Sana elimi uzatsam elimi tutup benimle gelir misin? Ben nereye gidersem benimle gelir misin?


Sonra uzandı ve Sirena'nın elini tuttu. Sirena şaşırdı ilk defa bir erkeğin elini hissediyordu.
Ne kadar sıcak ve yumuşak elleri vardı. İçinde bir şeyler eridi sanki. Seyduna'nın elini tutup giderse neler olacağını biliyordu. Döndü ve Seyduna'ya:
-Bizim buralarda nişanlı kızın başkasıyla kaçmasının cezası ölümdür bunu biliyor musun dedi.
Seyduna:
-Evet  biliyorum ama ahhh Sirena ben sana aşık oldum. Ölümün ne önemi var ki bu duygunun yanında, Hiç bir şey umurumda değil seninle buralardan çekip gideceğiz, dedi.

Onlar konuşurlarken o sırada oradan geçmekte olan babasının arkadaşı onları elele konuşurken gördü.Sirena hiçbir şeyden habersiz yaşadığı güzel anın tadına varmaya çalışıyordu. Seyduna ile gidecekleri günü kararlaştırdılar. Sirena daha sonra işlerini halledip eve döndü. Evin kapısından girdiği an yüzünde babasının tokadı patladı. Neye uğradığını şaşırdı.
Babası:
Demek bunu da yapacaktın bize diye bağırıyordu. Bir yandan Sirena’ya tekmeler savuruyordu. Sirena eziliyordu aşkı için acı çekiyordu. Yüreğindeki eşsiz duygunun bedelini biliyordu. Ama ne çare ki yürek söz dinlemiyordu. İsyan etti ve bağırmaya başladı:
-Baba, babam sadece dinle beni. Ben başkasını seviyorum. Çok seviyorum babam.
Senin yaşında bir adamla ben evlenmek istemiyorum!!! Zaten o insana bir duygum falan da yok.Bırak olmasın bu düğün işi vazgeçelim baba diyerek ağlamaya başladı.
Babası:
-Nişanlın ve ailesiyle bir araya gelip karar vereceğiz. O zamana kadar odaya kilitleyeceğim seni, dedi.

Sirena çaresiz odaya girdi ve babasının kapıyı kilitlemesinden sonra sürekli gözyaşı döktü.
Bir an Seyduna'yı düşündü onun elinin sıcaklığını elinde yeniden hissetti. Gece oldu ses seda yoktu evlerin de. Belli ki başka yerde toplanmışlardı. Sabah erken saat de odanın kapısı açıldı. Babası kolundan tuttu sürükleyerek evden dışarı çıkardı.

Sirena:
-Babam nereye gidiyoruz söyle bana, diyerek gözyaşlarına boğuldu. Aradan kısa bir süre geçti. Sirena babasının onu nereye getirdiğini anlamıştı sonunda. Mezarlığa doğru sürüklüyordu babası.

Seyduna okula girmek üzereyken olanları gördü ve Sirena'yla babasının peşine takıldı.
Mezarlığa vardıklarında nişanlısı ve ailesi orda bekliyorlardı. Kocaman bir çukur kazılmıştı.
Gece bunun hazırlığını yapmışlardı demek ki! Seyduna gözlerine inanamadı. Bir ağacın arkasından olan biteni izliyordu. Babası genç kıza dönerek:
-Senin cezana karar verdik diri diri gömüleceksin ve yaptığının bedelini ödeyeceksin, dedi.

Seyduna dayanamadı ve ortaya çıkarak:

-Beni de onunla bir gömeceksiniz ortada bir bedel varsa ödenir diyerek, Sirena'ya yaklaştı.
Sirena'nın ellerini sımsıkı tutarak sadece sevgiyle gözlerine baktı. Gözleri doldu.
Seyduna:
-Varmı öyle tek başına gitmek! Anlaştığımız gibi beraber gideceğiz buralardan, dedi.

Sirena bütün acısını o an unuttu. Onun da gözleri doldu. Gözleriyle konuşuyorlardı sanki.
Sirena'nın nişanlısının elinde bir tüfek vardı.
Onlara doğrultarak:
-Hadi yeter artık inin mezara diye bağırmaya başladı.
Seyduna Sirena'ya yaklaşarak:
-Korkma oldu mu? Ben yanındayım hiç ayrılmayacağız. Aslında bize ne büyük iyilik yaptıklarının farkında değiller. Bizi ölüme beraber yollayarak, bize iyilik ediyorlar diyerek Sirena'yı alnından öptü.

Sonra yavaşça Seyduna mezara indi. Daha sonra elini Sirena'ya uzattı onu da aldı yanına.
Genç kızı yavaşça yere boylu boyunca yatırdı. Sonra da kendi uzandı onun yanına.
Kollarıyla sımsıkı sardı sevdiği kadını ve ikisi de yanlarının üzerine döndüler. Bacaklarıyla
Sirena'yı iyice kavrayarak sanki sadece kemikleriyle değil, ruhlarıyla da birbirlerine geçtiler.
Gözleri birbirlerine kitlenmiş gibi bakıyordu. Üzerlerine topraklar yağmaya başladı.
İkisi de hiç konuşmuyordu. Sadece nefes alıp verişlerini duyuyorlardı. Gitgide nefes almaları zorlaştı.

İlk önce Sirena'nın nefesi kesildi. Seyduna bunu hisettiği an gözünden toprağa bir kaç damla gözyaşı aktı. Artık o da bıraktı kendini son bir çabayla daha sıkı sarıldı Sirena'sına. Seyduna'nın da soluğu kesildi. Toprak sarmaladı aşık iki bedeni...


*********

*******

****

BAHAR

"Güzel günler sana gelmez,sen onlara yürüyeceksin."Mevlana

Yorum Gönder

Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski