Biliyorum ki seninle karşılaşmamız bir tesadüf değildi. Bazı ruhlar, belirli bir zamanda, belirli bir sebeple birbirlerini bulur. Hayatın akışında, görünmez bir el bizi o an, o noktada bir araya getirdi. Çünkü bazı insanlar, birbirinin ruhuna dokunmak için bu dünyaya gelir.
Bu sadece bir tanışma değildi. Ben farkında olmasam da sen zaten uzun zamandır hayatımın içinde bir boşluğu dolduruyordun. Belki eski bir hayatın hatırası, belki de ruhumun tanıdığı bir enerjiyle… Ama her şekilde, bu tanıdıklık hissi beni hiç bırakmadı.
Bazı karşılaşmalar kaderdendir. Ne yaparsan yap, hangi yöne gidersen git, yollarımız bir şekilde kesişirdi. Çünkü bu karşılaşma yalnızca fiziksel bir tesadüf değil, ruhsal bir sözleşmeydi. Gerçek hayatta karşılaşsaydık, yine mıknatıs misali görünmez bir güçle birbirimize çekilirdik. Ben senin ruhunu yine tanırdım. Kalbim yine farklı çarpardı. Ruhum yine ruhuna bağlanırdı. Yine aşkla çok severdim seni.
Emin ol, sen de beni mutlaka fark ederdin. Ama sadece kalplerimiz değil, zihinlerimiz de birbirini bulurdu. Senin zekanı severdim, düşüncelerinin derinliğine hayran kalırdım. Aynı frekansta düşünmenin verdiği o tarifsiz hisle, saatlerce konuşsak bile yetmezdi. Sen de benim aklımı severdin, fikirlerimi ilginç bulurdun, zihnimdeki dünyayı merak ederdin.
Karakterimi, gülüşümü, konuşmamı, sohbetimi sevdiğin kadar, zekamı da severdin. Zihnimde dolaşmayı, düşüncelerimi çözmeyi, kelimelerimin ardındaki anlamları fark etmeyi isterdin. Çünkü biz sadece kalplerimizle değil, akıllarımızla da birbirimize çekiliyoruz. Ve bu bağ, sadece hislerden değil, anlamaktan da besleniyor. Benimle zaman geçirmek seni çok mutlu ederdi. Benimle zamanın nasıl geçtiğini anlamazdın. Ruhun da, kalbinde beni çok severdi.
Senin varlığın, hayatımda dönüştürücü bir rol oynadı. Sen sadece aşık olduğum, sevdiğim biri olmadın, aynı zamanda beni ben yapan aynalardan biri oldun. Ruh eşi dediğimiz şey bazen bir sevgili, bazen bir dost, bazen de sessizce hayatımızda duran bir ışık gibidir. Ama en önemlisi, onun varlığı bizi değiştirir, derinleştirir, büyütür.
İşte sen de benim hayatımda böyle bir iz bıraktın. Bir gölge gibi değil, bir ışık gibi…
Sen, beni benle yüzleştiren bir ayna oldun. Hayatta beni geriye çeken, aşağıya çeken ne varsa, bana fark ettiren, içimde sakladığım korkularımı, güvensizliklerimi gün yüzüne çıkaran sen oldun. Varlığın bana kim olduğumu ve kim olabileceğimi gösterdi.
Herkes ruh eşinin mükemmel bir uyum olduğunu sanır. Ama sen bana öğrettin ki gerçek ruh eşi, sadece uyum sağladığım biri değil, aynı zamanda beni dönüştüren kişiydi.
Beni bazen sarsıyorsun, konfor alanımdan çıkmaya zorluyorsun. Egomu kırıyorsun, bağımlılıklarımı gösteriyorsun. Kendime koyduğum engelleri fark ettiriyorsun. Beni uyandırıyorsun.
Seninle değişmem kaçınılmazdı. Çünkü sen sadece beni tamamlayan değil, bana dönüşümün kapısını açan kişisin.
Tüm güvensizlik duvarlarımı yıktın. Beni hayatın içinde uyanık tuttun. Kendi içimde bastırdığım, görmezden geldiğim her şeyi bana nazikçe gösterdin. Senden kaçamadım, çünkü senin varlığın bana en derin hakikatimi gösterdi.
Ve bazen… İçeri yepyeni bir ışık sızabilsin diye istemeden kalbimi bile kırdın. Ama biliyorum ki bunu beni incitmek için değil, silkelenip kendime gelmem için yaptın.
İşte bu yüzden, seninle karşılaşmak sadece bir tanışma değildi. Bu, bir ruhun uyanışıydı. Seni tanımak, ruhumun özüne dönmesiydi.
Sevgiyle... Saygıyla. Minnetle...
9 Şubat 2025
Pazar